T.C.
ANKARA
1.VERGİ MAHKEMESİ
ESASNO : 2014/1191
KARARNO : 2015/2538
KARARTARİHİ : 28/10/2015
DAVANIN ÖZETİ : Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından , davacı şirketeihale edilen ”Uşak İli 400 Yataklı Devlet Hastanesi” İnşaat İşi için alınan ihale kararı üzerinden ödenen karar pulu ile sözleşme nedeniyle davacı şirket tarafından ödenen damga vergilerinin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurunun davalı idare tarafından karar pulunun iadesi damga vergisinin iade talebinin ise reddedilmesine ilişkin 14.02.2014 tarihli ve 0701 sayılı işleminin; 488 sayılı Kanunun Ek 2. maddesi gereğince döviz kazandırıcı işlemlerin damga vergisinden müstesna olduğu, işlerin ihalesi 4734 sayılı Kanunuyarınca yabancı isteklilere açık olduğu, vergi harç ve istisna belgesi olmaksızın istisnanın re’sen uygulanması gerektiği ileri sürülerek iptali ile iadesi kabul edilmeyen damga vergisinin yasal faizi ile birlikte, iadesi yapılan karar pulunun ise tahsil edildiği tarihten iade edildiği tarihine kadar hesaplanacak yasal faizi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ :Dava konusu edilen olayda herhangi bir vergi hatası bulunmayıp hukuk yorum gerektiren konu hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümlerinin tatbikinin mümkün olmadığı, döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin istisnanın uygulanmasına ilişkin olarak yayımlanan 1 Seri No’lu Döviz Kazandırıcı FaaliyetlerdeDamga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulanması Hakkındaki Tebliği ile getirilen koşulları taşımadığı, davacı tarafından adına düzenlenen geçerli bir vergi resim harç istisna belgesinin bulunmadığı öne sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hükümveren Ankara 1. Vergi Mahkemesi’nce, dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava; Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından , davacı şirkete ihale edilen ”Uşak İli 400 Yataklı Devlet Hastanesi yapım işi için ihale kararı ile sözleşme nedeniyle davacı şirket tarafından ödenen damga vergilerinin iadesi istemiyle yapılan şikayet başvurunun davalı idare tarafından kısmen reddedilmesine ilişkin işleminin; iptali istemiyle açılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin birinci fıkrasında, anılan Kanuna ekli (I) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olduğu; 4’üncü maddesinin birinci fıkrasında, bir kâğıdın tabi olacağı verginin tayini için o kâğıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı; Kanuna ekli (1) sayılı tablonun IV. Makbuzlar ve Diğer Kağıtlar başlıklı 1/a bendinde de; resmi daireler tarafından yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin ödemeler (avans olarak yapılanlar dahil) nedeniyle kişiler tarafından resmi dairelere verilen ve belli bir parayı ihtiva eden makbuz ve ibra senetleri ile bu ödemelerin resmi daireler nam ve hesabına, kişiler adına açılmış veya açılacak hesaplara nakledilmesini veya emir ve havalelerine tediyesini temin eden kağıtların binde 7,5 (9,48) oranında damga vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 5035 sayılı Kanun’un 28. maddesi ile eklenen ek 2. maddesi ile 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 5035 sayılı Kanunun 33. maddesi ile eklenen ek 1. maddesinde; döviz kazandırıcı faaliyetlere ilişkin işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kâğıtların damga vergisinden müstesna olduğu, bu maddenin uygulanması bakımından döviz kazandırıcı faaliyetlerinneler olduğu ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından birlikte tespit edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere istinaden 27.2.2004 tarih ve 25386 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 Seri No’lu Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında Tebliğ ile 5.12.2008 tarih ve 27075 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4 Seri No’lu Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında Tebliğde anılan Kanun hükmü ile getirilen istisna uygulamasına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan Genel Tebliğlerde, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı’nca yatırım programına alınan kamu yatırımlarından uluslararası ihaleye çıkarılanların ihalesini kazanan veya yabancı para ile finanse edilenlerin yapımını üstlenen firmaların; yerli firmaveya yabancı firma olması durumlarına göre bir ayrıma gidilmiş, yerli firma olması halinde, uluslararası ihalelerde tamamı üzerinden, yabancı para ile finanse edilenlerde ise yabancı paraya isabet eden oranda imalatçı firmalar tarafından üretilerek bu firmalara yapılan satış ve teslimlerin; yabancı firma olması halinde ise, yabancı firmanın bu işte kullanacağı malları üreten imalatçı firmaların yapacakları satış ve teslimlerin döviz kazandırıcı faaliyet sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirkete ihale edilen ”Uşak İli 400 Yataklı Devlet Hastanesi” yapımı işi için alınan ihale kararı ile imzalanan sözleşme nedeniyle davacıdan tahsil edilen damga vergisi ve karar pulu’nun iadesi istemiyle yaptığı düzeltme şikayet başvurusunun karar pulunun iadesi, damga vergisinin ise iade talebinin reddine ilişkin davalı idare işleminin iptali ile damga vergisinin tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi, iade edilen karar pulunun tahsiledildikleri tarihten iade edildiği tarihe kadar işletilecek yasal faizinin istemiyle iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Olayda, Davacı tarafından imzalanan sözleşmeye ilişkin ihalenin yabancı isteklilere açık olduğu konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmamakta birlikte sözleşmenin imzalandığı tarihten sonra vergi resim harç istisna belgesinin alındığı, iddiaları ileri sürülmek suretiyle davacı şirketin damga vergisi iadesi istemi kısmen reddedilmişse de; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun ek 2. maddesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununun ek 1. maddesi ile verilen yetki aşılarak Genel Tebliğler ile, döviz kazandırıcı faaliyetler için vergi istisnasının uygulanabilmesi için, ilgili kuruluşlarca, bu konuda düzenlenmiş bulunan vergi, resim ve harç istisnası belgesinin ibrazı şartının getirilmesinin yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda; davacı şirket tarafından yerine getirilen işin, döviz kazandırıcı faaliyet kapsamında olduğu anlaşıldığından, 488 sayılı Kanunun ek 2. maddesinde ve 492 sayılı Kanununun ek 1. maddesinde belirtilen istisnadan yararlandırılması gerekirken davacı şirkete ihale edilen ihale kararı ile sözleşmeler ve hakedişler ödemeleri için düzenlenen kağıtlardan dolayı ödenen damga vergilerinin iadesi istemiyle yaptığı şikayet başvurunun reddedilmesine ilişkin işlemde yasal isabet bulunmamaktadır.
Faiz istemine ilişkin kısmına gelince;
Ekonomilerde değişim vasıtası olan para, çeşitli ticari, sınai, zirai vs. faaliyetlerde kullanılmakla, sahibine, kazanç, kira, nema vs. adları altında kimi yararlarsağlayan ekonomik bir değerdir. Faiz ise, Anayasa Mahkemesi’nin 14.05.2011tarihli ve 27934 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 10.02.2011 günlü E:2008/58, K:2011/37 sayılı kararında da belirtildiği gibi, ekonomik açıdan paranın fiyatıdır. Herhangi bir kişinin kendisine ait olmayan parayı belirli süre kullanması, asıl para sahibinin bu ekonomik değerden mahrum bırakılması sonucunu doğuracağı gibi, enflasyona maruz kalan ekonomilerde, paranın değerini, yani alım gücünü enflasyon oranında yitirmesine de neden olacağından, parası uhdesi dışında kalan ve mülkiyet hakkı ihlal edilen bu kişiye haksız kullanım karşığında faiz ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, haksiz yere alınan vergi nedeniyle yoksun kalınan tutarın, Danıştay’ın yerleşik hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’da öngörülen oranda faiz uygulanarak davacı şirkete iadesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; davanın KABULÜNE, tahsil edilen damga vergisinin yasal tahsiledildiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için 3095 sayılı yasada öngörülen faizi ile birlikte iadesine, karar pulunun tahsil edildiği tarihten iade edildiği tarihe kadar 3095 sayılı yasada öngörülen oranda hesaplanacak yasal faizin ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan 96,20 TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, artan posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğiniizleyen tarihten itibaren 30 gün içerisinde Danıştayda temyiz yolu açık olmak üzere, 28/10/2015 tarihinde oybirliğiyle kararverildi.