T.C.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2015/1073
Karar No : 2016/141
Tarih : 10.02.2016
• SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA VERİLEN BEYANNAMEYE KONULAN İHTİRAZİ KAYDIN BEYANNAME ÜZERİNDEN YAPILAN TAHAKKUKA ETKİSİ
• DÜZELTME BEYANNAMESİ
• İHTİRAZİ KAYIT
İÇTİHAT METNİ
İstemin Özeti : Davacı tarafından, hakkında sahte fatura düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan …’a ait faturalara ilişkin düzeltme beyannamesi verilmesinin davalı idarece istenmesi üzerine, Mayıs ila Aralık 2011 dönemleri için ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannamesi üzerine tahakkuk eden katma değer vergisi, yüzde elli oranında kesilen vergi ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizi davaya konu yapılmıştır.
Tekirdağ Vergi Mahkemesi, 07.04.2014 gün ve E:2013/2723, K:2014/1078 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununda, beyana dayalı vergilendirmede, matrahın veya verginin tümüyle ya da kısmen ihtirazi kayıtla bildirilmesini öngören bir düzenleme yapılmadığı, beyanname ile bildirilmesi gereken matrahın vergi kaybı yaratmaktan kaçınılarak, vergi kanunlarında belirtilen zamanda çekince ile beyan edilebilmesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında düzenlendiği, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açılmasının tahsil işlemlerini durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebileceği kurala bağlanarak, zamanında verilen beyannameye ihtirazi kayıt konulmasının beyanname üzerinden tarh edilen verginin ihtirazi kayıt konulan kısmının dava konusu edilebilmesinin olanaklı kılındığı, 213 sayılı Kanunun 378’inci maddesinin 2’nci fıkrasında, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacaklarının düzenlendiği, beyan üzerinden alınan vergilere ait matrahın ihtirazi kayıtla beyanının, beyannamenin vergi kanunlarında öngörülen zamanlarda verilmesi koşuluna bağlı olduğu, süresi geçtikten sonra verilen beyannameye konulan ihtirazi kaydın ise beyanname üzerinden yapılan tahakkuka etkisi bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 18.09.2014 gün ve E:2014/3387, K:2014/5184 sayılı kararıyla temyiz istemini reddetmiş ise de karar düzeltme istemini kabul ederek önceki kararım kaldırdıktan sonra temyiz istemini yeniden inceleyerek verdiği 29.04.2015 gün ve E:2015/539, K:2015/1849 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 378’inci maddesinin ikinci fıkrası ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27’nci maddesinin dördüncü fıkra hükmüne yer verdikten sonra; anılan hükümlerde ihtirazi kaydın beyannameye ne zaman konulabileceği, ihtirazi kaydın usulü gibi hususlara yer verilmediği, davalı idare tarafından, 06.09.2013 tarih ve 13203 sayılı yazı ile yazının tebliğinden itibaren ( 15 ) gün içinde, hakkında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği konusunda tespit bulunan ?’dan temin edilen faturaların, düzeltme beyannamesi verilerek, kayıtlarından çıkarılması, aksi halde hakkında vergi mevzuatına göre re’sen işlem yapılacağı hususunun bildirimi üzerine, davacı tarafından, özgür iradesiyle değil, idarenin bu zorlayıcı yazısına istinaden ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi verildiği, Kanunda öngörülen zaman ve zorunluluk dışında, mükelleflerden yeniden beyanname vermelerini isteme şeklinde bir uygulamanın vergi mevzuatında yer almadığı, idarelerin, devlet yetkilerini kullanırken donatıldıkları kamu gücüne dayanarak doğrudan veya dolaylı biçimde mükellefleri zorlaması nedeniyle verilen beyannameler, beyanname verme süresi geçmiş olsa dahi mükelleflerin serbest iradesini yansıtmadığından, bu beyannamelere ihtirazi kayıt konulmasına yasal bir engel bulunmadığı gerekçesiyle davacının ihtirazi kaydı dikkate alınmak suretiyle uyuşmazlığın esası incelenerek yeniden karar verilmek üzere kararı bozmuştur.
Bozma kararma uymayan Tekirdağ Vergi Mahkemesi 14.07.2015 gün ve E:2015/360, K:2015/371 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeye ek olarak; Vergi Dava Daireleri Kurulunun 09.04.2014 gün ve E:2014/68, K:2014/255 sayılı kararının da aynı yönde olduğu belirtilerek ilk kararında ısrar etmiştir.
Davacı tarafından; süresinden sonra verilen beyannamelere ihtirazi kayıt şerhi konulamayacağı yaklaşımının Anayasada yer alan hak arama hürriyetine aykırı olduğu, düzeltme beyannamelerinin kendi iradeleri ile değil davalı idarenin zorlaması üzerine verildiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi Mevlüt AKPINAR’ın Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, tebligat işlemleri tamamlandığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca karar verilmesine gerek görülmeyerek, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
KARAR :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Tekirdağ Vergi Mahkemesinin 14.07.2015 gün ve E:2015/360, K:2015/371 sayılı ısrar karan, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.
SONUÇ :
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 10.02.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
X- Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
XX- 213 sayılı Vergi Usul Kanununun, vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek cezanın yüzde elli oranında uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Davacının verdiği düzeltme beyannamesi üzerinde adına vergi tahakkuk ettirildiği dikkate alındığında, ceza kesilmesi için gerekli koşulların kanunun aradığı anlamda gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden temyiz isteminin değinilen hüküm fıkrası yönünden kabulü ile söz konusu ısrar hükmünün bozulması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.